Zaman ölçüleri ilkokulda her sene tekrarlanan konulardan biri. Günlük hayatın da tam ortasında yer alınca, zaman ölçülerini öğrenmek hayati önem taşıyor :)
Kesirler konusu ile ilgili kiÅŸisel, eÄŸlenceli bir etkinlik ile sizlerleyim :)
Bu etkinlik ile isminizi kesirlere dönüştürecek, çok eğleneceksiniz.
Bu etkinlik ile isminizi kesirlere dönüştürecek, çok eğleneceksiniz.
Sömestr tatilini yarıladığımız şu günlerde eminim ki pek çok evde aynı ses yükseliyor. "Şu tatil bitse de okula gitsen artık" :) Çünkü evler durmadan canı sıkılan, telefon-tablet isteyen, odasını dağıtan, kavga çıkartan çocuklarla dolup taşmaya başladı; değil mi? Peki nasıl zapt edeceğiz bu çocukları 1 hafta daha evlerde? "zapt edeceğiz!?" Neden zapt edelim ki çocuklarımızı. Ya da neden bu tatili bir çile olarak görmek yerine bir fırsata çevirmeyelim.
Okulların açılmasıyla birlikte evlerden "ödevimi yapmak istemiyorum" sesleri yükselmeye başladı yavaştan :) Ailelerin çoğu çaresiz; kimisi ödülle, kimisi cezayla, kimisi sabırla çabalıyor eve gönderilen o iki sayfayı çocuğuna yaptırabilmek için. Kimisi de sabır taşını çatlatıp "Amaaan ne halin varsa gör." modunda boşvermişlik basamağına doğru adım atıyor :) Peki doğru yol ne? Ödev nedir ve neden yapılır? Gerekli midir? Ödev yapmak istemeyen çocuğa o ödev nasıl yaptırılır?
"Benden ayrılırken ağlar mı acaba?
Okulunu sevecek mi? Ya arkadaşlarını?
Bir şey istediğinde öğretmenine söyleyebilecek mi? Öğretmeni ya duymazsa sesini...
Yemeğini yer mi, suyunu içer mi canı istediğinde?
Onu istemediğimi düşünür mü acaba, ya da artık sevmediğimi?
Terlediğinde öğretmeni görüp değiştirir mi üstünü?
Çok kırılgandır o, biri kalbini kırar mı?
Okulu sevecek mi? Ya öğretmenini, arkadaşlarını?
Benden ayrılırken ağlar mı acaba?"
Bir kadın "ölmek istemiyorum" diyerek can verdi...
Bir çocuk " anne lütfen ölme" diyerek haykırdı çaresizliğini...
Bir baba(!) evladının gözleri önünde eski eşini defalarca bıçaklayarak öldürdü...
Kulağa garip geliyor değil mi? "Olur mu öyle şey canım, molası mı olur anneliğin" diyenleri duyar gibiyim :)
Oysa sana bambaşka anlatılmıştı annelik değil mi? Mesela hamile olduğunu söylediğinde tebriklerin hemen ardından felaket senaryoları çalınmıştı kulağına. Bir komşunun bilmemkimi hamileyken birden eğilmişti de çocuğunu düşürmüştü. Ya da en yakın arkadaşın aylarca kusmuştu, tabi ki sen de öyle olacaktın. Ama olmadın değil mi?